Şarkıcı Mabel Matiz’e kendisinin yazdığı ve konserinde söylediği “Perperişan” isimli şarkının sözleri nedeniyle İçişleri Bakanlığı başvurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından müstehcenlik suçu iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Savcılık, ifadesi alındıktan sonra Mabel Matiz’e yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol getirdi.
Matiz, yaklaşık 1 saat süren ifade verme işleminde şarkıyı yazmasının özel bir anlamı olmadığını, Bir Fransız grubun, bu şarkının bestesini hazırlayarak Türk Halk Müziği sözleriyle kendi albümleri için söz istediğini söyledi. Şarkıcı “Şarkıyı yazarken böyle bir etki yaratacağını tahmin etmedim” dedi.
Türk Halk Müziği eserlerine baktığımızda ‘oğlan’ deyişinin sıklıkla kullanıldığını görüyoruz.
Örneklemek gerekirse:
Bir Sigara İç Oğlan: Sözlerinde doğrudan “oğlan”a seslenilir. Erkek icracı bunu değiştirmeden söylediğinde, erkek sevgiliye hitap eden bir türkü haline gelir. (TRT repertuvarında var, nota ve söz fişi mevcut. Farklı sanatçılar tarafından okunmuş)
Şeker Oğlan: Nakaratlarında ve kıtalarında sürekli “oğlan” geçer. Delikanlı güzelliği övülür. Bu da homoerotik bir çağrışım yaratır. (TRT repertuvarında kayıtlı, Ankara ve Urfa kaynaklı varyantları var.)
Çorabını Ördüğüm: “Oğlan, oğlan ay oğlan” nakaratı vardır. Sevgilinin erkek olduğu açıkça belirtilir. (TRT repertuvarında Afyon/Emirdağ varyantı yer alıyor.)
Oğlan Kolunu Sallama (Urfa’da da söylenen varyantları mevcut): “Oğlan”a emir kipleriyle seslenilir. (TRT repertuvarında kayıtlı, Nidâ Tüfekçi derlemesi)
Üsküdar’a Gider İken: “Kâtip benim ben kâtibin, el ne karışır.” Sevgili erkek meslek adıyla anılır. Erkek icrada homoerotik çağrışım güçlenir. (TRT repertuvarında çok sayıda icrası var; hem klasik Türk müziği hem halk müziği programlarında sıkça okunuyor)
Bu türkülerin hepsinde “oğlan” doğrudan sevgiliyi tanımlar. Dolayısıyla özellikle erkeklerin meclislerde, sıra gecelerinde ya da düğünlerde söylediği biçimiyle, eşcinsellik göndermesi yapılabilecek örneklerdir.
Eserlerde oğlan deyişinin sebeplerine bazı akademik çalışmalarda rastlamak mümkün.
KAŞGARLI MAHMUD ÖRNEĞİ
Adem Aydemir’in Dîvânü Lügati’t-Türk’te Aşk ve Cinsellik makalesi, Kaşgarlı Mahmud’un eserinde aşk ve cinselliğin nasıl anlatıldığını ele alıyor. Çalışmada, Divan’da sadece kadın-erkek ilişkilerine değil, erkek güzelliğine dair ifadelere de rastlandığı belirtiliyor.
Özellikle “oğlan” ve “delikanlı” üzerinden yapılan benzetmeler, dönemin estetik anlayışında erkek güzelliğinin de önemli olduğunu gösteriyor. Bazı atasözleri ve dörtlükler, genç erkeklerin çekiciliğine vurgu yapıyor. Bu durum doğrudan eşcinsellik olarak tanımlanmıyor, ama homoerotik bir kültürel katmanın varlığına işaret ediyor.
Makale, bu örneklerin Türklerin erken dönem toplumsal hayatında cinsel çeşitliliğin ve farklı yönelimlerin izleri olabileceğini vurguluyor. Yani Divan’da eşcinsellik açıkça adlandırılmıyor, fakat erkek güzeli üzerinden kurulan ifadeler, eşcinsel yorumlara kapı aralıyor.
TÜRKÜLERDE CİNSELLİK GÖNDERMESİ
Feyzan Göher Vural ve Serenat İstanbullu’nun Cinsel Çağrışımlı Türkü Sözleri çalışması doğrudan eşcinsellik üzerine yazılmış bir makale değil. Ama türkülerin cinsellik anlayışını incelerken, bazı ifadelerin eşcinsel okumaya da açık olduğunu gösteriyor.
Türkülerin çoğunda cinsellik dolaylı ve mecazlı bir dille anlatılıyor. Meyve adları, su ve çeşme imgeleri ya da gündelik nesneler cinsel arzuyu simgeliyor. Bunlar genellikle kadın ve erkek ilişkisine işaret ediyor. Fakat özellikle “oğlan” hitaplı türkülerde erkek sevgili öne çıkarılıyor. Bu tür sözler, modern okuma açısından eşcinselliğe gönderme yapan bir katman barındırıyor.
Ayrıca ‘delikanlı güzelliği’nin övüldüğü bazı türkülerde, Osmanlı şiirindeki erkek sevgili imgesinin halk kültürüne yansıdığı söylenebilir. Yani makale, eşcinselliği doğrudan işlemese de, türkülerdeki cinsiyet belirsizliği ve oğlan motiflerinin böyle bir yoruma imkan verdiğini kabul ediyor.
‘ERKEK AĞIZLI TÜRKÜLER’
Tuğçe Erdal’ın Erkek Ağızlı Türkülerde Kadın İmajı makalesinde eşcinsellik doğrudan işlenmiyor. Ama bazı bölümlerde dolaylı bir şekilde bu konuya kapı aralanıyor.
Türkülerin çoğu erkek anlatıcı tarafından söylenir. Kadın “yar, gelin, dilber” gibi kalıplaşmış sözcüklerle anlatılır. Fakat bazı türkülerde “yar” sözcüğü cinsiyetsizdir. Bu durumda, söz erkek tarafından söylendiğinde sevgilinin erkek olma ihtimali de ortaya çıkar.
Benzer şekilde “oğlan” sözcüğü geçen türkülerde sevgili doğrudan erkek olarak anılır. Bu örnekler makalede eşcinsellik olarak yorumlanmaz. Ama halk kültüründe bu tür ifadelerin, modern gözle bakıldığında homoerotik bir anlam taşıyabileceği belirtilir.