Bakanlıktan İsrail’e yanıt ve uluslararası topluma çağrı

Dışişleri Bakanlığı, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın, Türkiye’nin Suriye’de askeri üs kuracağı iddia edilen bölgelere yönelik hava saldırılarının “geleceğe yönelik bir uyarı” olduğu yönündeki açıklamalarına sert bir yanıt verdi.

Bakanlığın açıklamasında, İsrail hükümetinin saldırgan ve yayılmacı politikalar izlediği vurgulanarak, İsrailli bakanların Türkiye’yi hedef alarak Gazze’de işlenen suçları ve bölgedeki saldırgan tutumlarını gizlemeye çalıştıkları ifade edildi. Bakanlık, İsrail’in bölgede yarattığı istikrarsızlık nedeniyle eleştirilerini dile getirirken, “İsrail, işgal ettiği topraklardan çekilmeli ve Suriye’de istikrarı baltalamaktan vazgeçmelidir. Uluslararası toplum, İsrail’in artan saldırganlığına karşı sorumluluk almalıdır” şeklinde bir açıklama yaptı.

BAKANLIKTAN AÇIKLAMA YAPILDI

Dışişleri Bakanlığının resmi sitesinde yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

“İsrailli Bakanların ülkemize yönelik provokatif beyanları, içinde bulundukları ruh halinin yanı sıra fundamentalist ve ırkçı İsrail hükümetinin saldırgan ve yayılmacı politikalarını yansıtmaktadır.

Bölgemizin barış, istikrar ve refahı için büyük umut vaat eden ve tüm dünya tarafından desteklenen Suriye ve Lübnan’daki gelişmelerin neden İsrail’i rahatsız ettiği sorgulanmalıdır.

Suriye sahasında kendisine yönelen herhangi bir provokasyon veya saldırı bulunmamasına rağmen, İsrail’in dün gece (2 Nisan) birçok noktaya eş zamanlı olarak düzenlediği hava ve kara saldırılarının, İsrail’in çatışmadan beslenen dış politika anlayışından başka bir izahı bulunmamaktadır.

İsrailli Bakanların, Türkiye’yi hedef alarak, Gazze’de işledikleri soykırımı, Filistin halkına karşı sürdürülen topyekûn savaşı, yerleşimci terörünü, Batı Şeria’yı ilhak niyetini, Suriye ve Lübnan’a saldırılarının arkasındaki yayılmacı emellerini gizlemeleri mümkün değildir.

Bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüne ve milli birliğine kast eden saldırılarıyla İsrail, bölgemizin güvenliği için en büyük tehdit haline gelmiştir. İsrail bölgede stratejik destabilizatör olarak hem kargaşaya neden olmakta hem terörü beslemektedir.

Dolayısıyla, tüm bölgede güvenliğin tesisi için İsrail öncelikle yayılmacı politikalarından vazgeçmeli, işgal ettiği topraklardan çekilmeli, Suriye’de istikrarın tesisine yönelik çabaları baltalamayı bırakmalıdır.

Uluslararası topluma çağrı
Uluslararası toplumun İsrail’in giderek artan fütursuz saldırganlığına engel olunması bağlamındaki sorumluluğunu üstlenmesi önem taşımaktadır.”

Related Posts

Kanada’da Trump karşıtları kazandı: Mark Carney’den sürpriz zafer

Kanada’nın yeni Başbakanı Mark Carney, Pazartesi günü yapılan seçimlerde sürpriz bir zafer kazanarak Liberal Parti’yi iktidarda tuttu.

Türk tarihinin büyük zaferi: Kut’ül Amare nedir? Kut’ül Amare Zaferi’nin tarihi

Irak Cephesinde 29 Nisan 1916’da Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan Kut’ül Amare Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’nın temel muharebelerinden biri olarak kabul ediliyor. Peki, Kut’ül Amare Zaferi’nin önemi nedir? Kut’ül Amare Zaferi’nin tarihiyle ilgili bilgileri derledik…

İBB’ye yolsuzluk soruşturması: Şüpheliler adliyeye sevk edildi

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 52 şüphelinin emniyetteki işlemleri sona erdi. Şüpheliler, adliyeye sevk edildi.

Mattia Ahmet Minguzzi davasında yeni gelişme: Katilin yaşı belli oldu

Mattia Ahmet Minguzzi cinayetine ilişkin yeni gelişme yaşandı. Katil zanlısı U.B.’nin Adli Tıp Kurumu’ndan beklenen yaş raporunda 16 yaşında olduğu tespit edildi.

ABD’de gece kulübüne baskın: 100’ü aşkın göçmen gözaltına alındı

Colorado’da bir gece kulübüne düzenlenen polis baskınında 100’den fazla “yasadışı” göçmen gözaltına alındı. Trump, “ülkede yasadışı bir şekilde bulunan en kötü insanlardan bazılarına” baskın yapıldığını savundu.

CHP’li Tanrıkulu paylaştı: ‘AK Parti iktidara geldiğinden beri 34 bin 908 işçi yaşamını yitirdi’

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara geldiği 2002’den bu zamana kadar toplam 34 bin 908 işçi yaşamını yitirdi. 2025 yılının ilk 3 ayında yaşamını yitiren işçi sayısı ise 443. Birilerinin dediği gibi iş cinayetleri kader, fıtrat değil, cinayettir. Adalet ve Kalkınma Partisi bir siyasal tercih olarak iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunu bir öncelik yapmış değil” dedi.