Yapay Zeka Sayesinde Binlerce Yıl Önce Konuşulan Diller Canlanıyor
Arkeolojik metinler ve tabletler üzerinden yapılan çalışmalar, yapay zekanın desteğiyle binlerce yıl önce konuşulan dillerin melodilerini günümüze taşıyor. Uzmanlara göre, bu teknoloji tarihin karanlık köşelerine ışık tutuyor ve kültürel mirasın korunması konusunda devrim yaratıyor.
Google’ın AI araştırma birimi DeepMind ile Cambridge Üniversitesi Dilbilim Bölümü’nün birlikte yürüttüğü bir proje ile hayata geçen sistem, kil tablet ve papirüsler üzerindeki yazıları analiz ederek, eski dillerin fonetik yapısını ve gramer kurallarını yeniden oluşturuyor.
Projede rol alan Dr. Philippa Steele şunları söylüyor: “Hititçe gibi diller MÖ 1200’lerde kaybolmuştu. Şimdi, yapay zeka sayesinde bu dillerin nasıl telaffuz edildiğini duyabiliyoruz”.
İlk sonuçlar, Mart 2025’te Londra’da düzenlenen bir sempozyumda seslendirildi ve dinleyicilere tarihin derinliklerinden gelen bir zaman kapsülü deneyimi yaşatıldı.
Projenin temelleri, 2024’te Computational Linguistics dergisinde yayınlanan bir araştırmaya dayanıyor ve yapay sinir ağlarının eski metinlerdeki dil kalıplarını %85 doğrulukla çözebildiği ortaya konmuş.
MIT’den dilbilimci Prof. David Pesetsky, projenin eksik verilerden bile anlamlı sonuçlar çıkarabildiğini belirtiyor ve “Etrüskçe gibi hâlâ tam çözülememiş diller için bir dönüm noktası” olduğunu vurguluyor.
Projede, Hitit çivi yazısı tabletlerinden alınan 10 bin kelime ve Etrüsk mezar yazıtlarından toplanan 2 bin kelime analiz edilerek, yapay zeka algoritmalarıyla bu dillerin ses yapısı modern dillere kıyaslanarak telaffuz modelleri oluşturuldu.
Harvard Üniversitesi’nden dilbilimci Prof. Noam Chomsky de bu çalışmanın insanlık tarihine yeni bir pencere açtığını ve kayıp dillerin medeniyetlerin düşünce yapısını ve günlük hayatını anlamamızı sağladığını ifade ediyor.
Oxford Üniversitesi’nden arkeolog Prof. Chris Gosden, proje sayesinde yapay zekanın kültürel mirasın korunmasında nasıl bir rol üstlendiğine dikkat çekiyor ve “Yapay zeka, bu mirası kurtararak bize geçmişle bağ kurma şansı veriyor” diyor.
UNESCO’nun bilim danışmanı Dr. Mechtild Rössler ise, projenin teknolojinin insanlığın ortak hafızasını zenginleştirebileceğine dair bir kanıt olduğunu belirtiyor.
Projenin etkileri sadece akademik alanla sınırlı kalmıyor. Google, bazı dillerin temel ifadelerinin ses kayıtlarını halka açık bir platformda paylaşmayı planlıyor ve Etrüskçe ile Hititçe’nin modern sanat projelerinde ve eğitim materyallerinde kullanılması için çalışmalar yapılıyor.
Londra’daki British Museum, 2025 yazında bu dillerin seslendirildiği bir sergiye ev sahipliği yapacak ve Cambridge’den Dr. Steele, “Amacımız, bu dilleri sadece anlamak değil, aynı zamanda yaşatmak. Belki bir gün çocuklar Hititçe masallar dinleyecek” diyor.
Sonuç olarak, yapay zeka arkeoloji ve dilbilim alanlarında önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. Antik dünyanın sessizliği bozulurken, kayıp dillerin yeniden canlanması insanlığın geçmişine ve geleceğine ışık tutuyor.
More Stories
Google ‘hemen kaldırın’ diyerek uyardı: Yüzlerce uygulamada virüs tespit edildi
Rekabet Kurumu dört küçük ev aletleri şirketine yönelik soruşturma başlattı
Bilinmeyen numaralardan gelen aramalara dikkat! Tüm birikiminiz buhar olabilir…