Uzmanı uyarıyor: Gece klima karşısında uyumak enfeksiyon riskini artırıyor!

Yanlış klima kullanımının solunum yolu hastalıklarını artırabileceğini dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Bilge Özgür Yüksel, “Gece boyunca klima karşısında uyumak kas ve eklem ağrılarının yanı sıra enfeksiyonlara da davetiye çıkarıyor. Uyurken klimadan gelen hava doğrudan yüze veya vücuda temas etmemelidir. Zamanlayıcı kullanarak klimayı yalnızca uykuya dalana kadar çalıştırmak faydalı olabilir. Aşırı soğutma yerine 20-24 derece arası bir sıcaklık tercih edilmeli, ortam nemi ise yüzde 40-60 arasında tutulmalıdır ” dedi.

Son dönemde ülkemizde artan sıcaklıklarla birlikte klima kullanımı da yaygınlaşıyor. Ancak uzmanlar, klimanın yanlış kullanımının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Dr. Öğr. Üyesi Bilge Özgür Yüksel, klima kullanımıyla ilgili dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.

“Savunma mekanizmasını zayıflatıyor” 

Klimaların havayı soğuturken aynı zamanda ortamın nemini de azalttığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, “Bu durum burun ve boğaz mukozasını kurutarak solunum yollarının doğal savunma mekanizmasını zayıflatır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının kolaylaşmasına yol açar. Astım, KOAH veya alerjik rinit gibi kronik solunum yolu hastalıkları olanlarda da belirtileri artırabilir ” diye konuştu.

“Kas ve eklem ağrılarına yol açabilir” 

Klimanın yanlış kullanımının kas-iskelet sisteminde de sorunlar oluşturabileceğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, şunları kaydetti:

Soğuk hava doğrudan kaslara temas ettiğinde kas spazmları gelişebilir. Özellikle boyun, omuz ve sırt bölgesinde sabah ağrı, sertlik ve hareket kısıtlılığına neden olabilir. Ayrıca yüz felci, klima çarpması ve zatürre de görülebilir.”

“Alerji ve astımı tetikleyebilir” 

Klimanın alerjik hastalıklar üzerinde de etkili olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, şunları söyledi:

Küf, toz ve polenler filtrelerden ortama yayılabilir. Bu durum alerjik semptomlara yol açar, astım hastalarında atakları tetikleyebilir. Ortamdaki nem dengesinin bozulması da burun mukozasının savunma işlevini azaltarak mikroplara karşı hassasiyeti artırır. ” 

“Gece boyunca açık bırakılmamalı” 

Klimanın uyku kalitesi üzerindeki etkilerine değinen Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, şu önerilerde bulundu:

Gece boyunca klima karşısında uyumak kas ve eklem ağrılarının yanı sıra enfeksiyonlara da davetiye çıkarıyor. Uyurken klimadan gelen hava doğrudan yüze veya vücuda temas etmemelidir. Zamanlayıcı kullanarak klimayı yalnızca uykuya dalana kadar çalıştırmak faydalı olabilir. Aşırı soğutma yerine 20-24 derece arası bir sıcaklık tercih edilmeli, ortam nemi ise yüzde 40-60 arasında tutulmalıdır.

“Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalar risk altında” 

Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, “Çocukların bağışıklık sistemi gelişme aşamasında olduğu için enfeksiyon riskleri daha yüksektir. Yaşlılarda ise dolaşım sorunları ve eklem ağrıları daha kolay gelişebilir. Astım, KOAH ve kalp hastalığı olanlarda klimanın tetiklediği ataklar görülebilir ” diye konuştu.

“Filtre temizliği hayati önem taşıyor” 

Kirli klima filtrelerinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, “Filtreler bakteri, mantar ve toz akarlarının yayılmasına neden olabilir. ‘Legionella’ bakterisi kirli klima sistemlerinde çoğalarak zatürreye sebep olabilir. Bu yüzden filtrelerin 6 ayda bir temizlenmesi veya değiştirilmesi gerekir ” uyarısında bulundu.

“Toplum olarak daha bilinçli davranılmalı” 

Klima kullanımının yalnızca bireysel değil toplumsal bir sağlık konusu olduğuna da söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, şöyle konuştu:

Yanlış klima kullanımı, sadece kişisel rahatsızlıklarla sınırlı kalmaz; aynı ortamı paylaşan herkesi etkileyebilir. Bu yüzden ortak kullanım alanlarında filtre temizliği ve düzenli bakım büyük önem taşır. Toplum olarak daha bilinçli davranmak, hem kendi sağlığımızı hem de sevdiklerimizi korumak için atılacak en basit ama en etkili adımlardan biridir.” (DHA)

 

 

 

 

 

Related Posts

Bakan Memişoğlu: Toplumumuzun üçte birinin sorunu olan sigara ve tütün alışkanlığından vazgeçelim

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Toplumumuzun üçte birinin sorunu olan sigara ve tütün alışkanlığından vazgeçelim. Bugünkü sorunumuz sadece tütün değil maalesef. Elektronik sigaraların içinde hangi maddenin olduğunu doğru dürüst bilmiyoruz. Özellikle gençlerin bu tür alışkanlıklara başlamaması lazım. Her türlü bu bağımlılıklar maalesef insanımıza, sağlığımıza zararlı” dedi.

Kefir mi yoksa yeşil çay mı gerçekten zayıflatıyor… Çok şaşıracaksınız

Kilo vermek isteyenlerin en çok başvurduğu doğal besinlerin başında kefir ve yeşil çay geliyor.
Kefir mi yoksa yeşil çay mı hızlı ve sağlıklı kilo verdirir? Ödemi atması, metabolizmayı hızlandırması ve yağ yakımı bakımından bakın hangisi daha etkili…

Hindistan’dan gelen tarif Rusların vazgeçilmesi oldu

Geleneksel tıp ve doğal zayıflama yöntemleri arasında, metabolizmayı hızlandırma vaadiyle öne çıkan eski bir tarif yeniden popülerlik kazanıyor: Karabiber suyu.

Diyabetli çocuklara “Tip 1 Diyabetli Barbie” armağan edildi

Diyabetli çocuklara “Tip 1 Diyabetli Barbie” armağan edildi

Uzmanlar uyardı: Kelle paça yerine bu çorbayı için

Kış aylarının vazgeçilmez lezzetlerinden kelle paça çorbası hakkında dikkat çeken bir uyarı yapıldı. Uzmanlar, bu çorbanın aşırı tüketiminin sağlık açısından olumsuz etkileri olabileceğini belirterek, alternatif olarak morina balığını önerdi.

‘Şiddete zemin hazırlıyor’ uyarısı: Kıskançlığı asla normalleştirmeyin

Kıskançlık, birçok kişi için aşkın doğal bir parçası olarak görülüyor. Ancak bu duygu kontrolden çıktığında, ilişkilerde yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor. Son dönemde yapılan araştırmalar, patolojik kıskançlık olarak adlandırılan bu durumun, şiddet olaylarından ayrılık sebeplerine kadar birçok olumsuzluğu tetiklediğini ortaya koyuyor.